Az önce online gazetelerde Beşiktaş-Galatasaray maçında çıkan olaylar sonucu Beşiktaş’ın aldığı cezaları okudum. Bir Beşiktaşlı olarak değil de bir pazarlamacı olarak konuya yaklaşmak istiyorum.
Beşiktaş, sayı itibariyle daha az, kalite itibariyle hatrı sayılır bir taraftar kitlesine sahip. Taraftar grubunun takımına duyduğu aşkın yanında diğer bir özelliği de siyasi, politik, ekonomik konulara olan hassasiyeti. Özellikle Gezi olayları ile beraber bu özelliği daha da çok ön plana çıkan taraftar grubu Çarşı’nın, Beşiktaş taraftarları dışında da hayranları oluştu. Bu hayranlık ve takdir ile de etki alanı genişlemiş oldu. Akabinde, siyasi görüşü farklı olan başka Beşiktaşlılar da 1453 Kartallar adlı bir taraftar grubu oluşturarak ayrı bir taraf yaratmaya odaklandılar.
Gelelim Beşiktaş-Galatasaray maçına. Bu maç esnasında çıkan olayların tamamen önceden planlanmış tuzak olduğu ileri sürüldü ve sürülüyor. Doğal olarak da sosyal medya maç sonrasından başlayarak bu yorumlarla çalkalanmaya başladı. 1453 grubunun bunu planladığı ve özellikle Beşiktaş’ın ceza alması için kurulan bir kumpas olduğu söylendi durdu.
Şimdi, sosyal medyanın insanların konuya yaklaşımını değiştirdiğini ve hatta etkilediğini birçok farklı örnekle görmüştük. Bu tarz iddiaların sosyal medyada trend topic olmasından tutalım da yapılmayan şey kalmamasına rağmen bu iddiaların incelenmesi neden yapılmıyor? Sosyal medya hangi durumlarda etkili olamıyor?
Cevabını verelim.
Sosyal medya, yapısı itibariyle herkesin eşit sayıldığı ve her yorumun eş değerli görüldüğü bir mekanizma. Bu yapıya direkt olarak etki edebilecek birkaç organ var:
– Hükümetler
– Platform sahipleri
– Medya
– Takipçi adedi yüksek olan kullanıcılar
Türkiye gibi eşitlik kavramının sindirilemediği ülkelerde yukarıda belirttiğim etkenler, etken olmaktan çıkıp belirleyici olabilirler. Gönderilen mesajların filtrelenmesinden tutalım da, yüksek takipçi adedi bulunan kullanıcılara parayla belirli metinlerin yazdırılmasına kadar çarpıtma söz konusu. Böylece salt insanların “bu yapılan yanlış” mesajları görmezden gelinip, yokmuş varsayılabilir.
Uzun lafın kısası, sosyal medya gerçek etkisini, bu etkiye izin verildiği sürece gösterebilir. İlk başta tamamen şeffaf olan bu platformların gücü fark edildikten sonra sular bulanıklaştırıldı. Yani eskisi gibi bir tweet atsam karşıki dağlar yıkılır dünyasında değiliz. Sesimizi duyurmak istiyorsak, bilgisayarların önünden kalkıp yüz yüze de tepkimizi göstermeliyiz. Dezavantajı, yeni neslin tembellik üzerine kurulu bir düzene oturmuş olmaları. Fakat unutmamak gerekir ki, unutulanlar unutanları asla unutmazlar.