Amerika yepyeni bir uygulamaya geçti. Hayatında hiç koşmamış, çocukluğundan beri kendisini spora adamamış insanlara da atlet vizesi vermeye karar verdi.
Peki nasıl?
Yapmanız gereken, çok başarılı video oyunu oyuncusu olmak ve Amerika’da gerçekleştirilen turnuvalara katılmak için vizeye başvurmak. Devlet bu kararından önce çokça problem çıkartmış olmasına rağmen şu anda bu kişileri atlet olarak kabul edip bu statüde vize vermeye başlıyormuş.
Haberin tamamını buradan okuyabilirsiniz:
Esport yetkilileri durumdan çok memnun. Uzun süredir Asyalı, Avrupalı online atletlerin yaşadıkları problemlerin sonunda çözülmesinden gurur duyuyorlar. Bu sürecin tamamlanması için de çok uğraştıklarını söylüyorlar.
Video oyununu sabahtan akşama oynayan ve bununla hayatını idame ettirenler için haklı bir kazanç olsa da biz mütevazi kafaların bunu garipsemesi de doğal. Zira bizler için atlet demek 3-4 yaşından itibaren vücudunu ilgili spora adayan yetenekli insanlardır.
Bu gelişme aslında devletlerin online dünyadaki değişime kendilerini nasıl adapte ettiklerinin de bir göstergesi. Online dünyanın kurucusu gibi görülen Amerika, bu tür ataklarla aslında online dünyanın hayatımızı daha da saracağının sinyalini de veriyor diyebiliriz.
Daha da önemlisi, Amerika’da online dünya ile alakalı yasalar oturtulmuşken, Türkiye’de değil yasa belirlenmiş herhangi bir kural yok. Düzenlenmeye çalışılan kural/yasalar ise, diğer örneklerinin aksine kullanıcıyı korumak yerine sistemi veya daha da önemlisi devleti koruyan cinsten. Bu tarz bir yaklaşım da aslında Türkiye’nin hala online dünyayı anlamadığını gösteriyor. Çünkü unutmamak gerekir ki online dünyayı yönlendiren ve güçlendiren sistem değil kullanıcılar. Sistemi kullanıcısız bir şekilde güçlendirmek, kullanımı azaltmakla eş değerdir. Nasıl ki bir ülkede yasa eksikliğinden dolayı kendisini güvensiz hisseden vatandaş beyin göçü yaratabiliyorsa, online dünyada da aynı şey geçerli olacaktır.
Garip ve ilgi çekici bu yasayı kuvveden fiile geçiren de kullanıcıların baskısıdır. Artık markalar, devletler ve hükümetler kullanıcıların yönlendirdiği dünyayı nasıl temiz tutacaklarını düşünmeliler, yok etmeyi değil.