Bi’log Arası: Karahasan’s

Yeni yılın ilk konukları, genç girişimciler ve moda dünyasının elmasları Simge ve Bige Karahasan kardeşler! Kendileri hem ilkokul çağıma dayanan bir arkadaşlığın temsilcileri hemde başarılarıyla her birimizi gururlandırıyorlar. Simge ve Bige beni kırmadılar ve yoğun iş tempolarının yanında, moda dünyası hakkında konuşmaya fırsatı yarattılar. Kendileri hakkında daha fazla bilgi için ve online alışveriş için lütfen sitelerini ziyaret etmeyi unutmayın: www.karahasans.com 

İyi okumalar!

İpek Alkan: Kendinizden biraz bahseder misiniz?bigsim

Simge Karahasan: Ilkokul ve ortaokulda resim yapmayı çok seviyordum. Resim konusunda bir çok yarışmada derecelerim vardı. Ama moda dünyası beni daha çok cezbetti ve lisede moda tasarım okumak istediğime karar vererek üniversite seçimimi ona gore yaptım. Üniversiteden mezun olduktan sonra Türkiye’nin önde gelen tasarımcısı Özlem Süer ile çalışma fırsatı buldum. Burası benim için ikinci bir üniversite oldu ve bu üniversitemi de başarılı bir şekilde bitirdim. Özlem Süer’in ve ailemin de desteğiyle kendi moda markamız KARAHASANS’ı kurdum.

Bige Karahasan: Ben küçüklüğümden beri ne olmak istediğime bir türlü karar veremiyordum. Üniversitenin ekonomi bölümünü bitirdikten sonra farklı alanlarda staj ve iş tecrübelerim oldu. Masterımı tamamladıktan sonra bir e-ticaret şirketinde pazarlama uzmanı olarak çalışmaya başladım. Burada pazarlamanın benim işim olduğunu anladım. Edindiğim tecrübelerle beraber kendi moda markamız Karahasans ortaya çıktı.

Okumaya devam et

Bi’log Arası: Merve Alkan

Bu haftaki konuğum Bursa’dan; Merve Alkan. Kendisi Uludağ Üniversitesi Maliye Bölümü’nden mezun olduktan sonra, yeteneği ve kalbinin doğrultusunda bir yol almaya karar verdi. Merve hem gelecek vaad eden, genç bir modacı hem deimage-2 ticari zekasıyla hızla dikkat çeken bir girişimci. Tüm bunlara ek olarak da benim kız kardeşim olsa bu kadar severim dediğim nam-ı diğer görümcem.:) 

Hem moda trendlerini okuyalım hem de biraz kendisini tanıyalım ne dersiniz?

İpek Alkan: Kendinden biraz bahseder misin?

Merve Alkan: 87 model terzi dedenin 3. kuşağıyım diyebilirim. Emeğin ve zaanatin son kalan neferlerinden olmak en temel amacım :)

İpek Alkan: Maliye okuyup, moda işine atılmak çok enteresan, ikisinin arasında dağlar kadar fark var. Kendindeki moda tutkusunu ilk ne zaman fark ettin?

Merve Alkan: İlk başta insanların tepkisi bu yönde oluyor fakat temelimde tasarım yapmakla birlikte kendi işyerimi açmak ve ideallerimi gerçekleştirmek olduğundan iktisadi idari bilimler fakültesinde bir bölümde eğitim almak hedefimdi. O doğrultuda maliye bölümünü bitirdim. Tasarıma olan ilgim farklı sinyallerle ortaya çıktı. Daha bilinçlenmeden etrafımdaki malzemelerden farklı materyallerden tasarımlar yapmaya çalışırdım oyundan anlayışım dahi buydu.

İpek Alkan: Bu yolculuğunda sana ilham veren idollerin var mı? Kimler onlar?

Merve Alkan: İdol demek çok doğru olmaz. Benim için başından beri hikayelerini takip ettiğim izlemekten zevk aldığım kişiler imagevar ama esinlenmemek ve etkilenmemek adına çok fazla ağırlık vermemeye çalışıyorum. Genelde kendi çizimlerini kumaşlara yansıtan ya da tamamen el işlemeciliğiyle tasarımlarını tamamlayan kişiler bunların başında geliyor; Mary Katranzou, Ellie Saab  gibi isimler…

İpek Alkan: Şu an Türkiye’deki moda sektörünün umut vaadettiğini düşünüyor musun?

Merve Alkan: Türkiye’deki moda anlayışı maalesef dünyadakinden oldukça  farklı. Emek çok, takdir pek yok. Ama tüm gücüyle çalışan tasarımcılar ve onlara yardımcı olmaya calışan firmalar var. Bu bakımdan ümit vaat edici diyebiliriz, kısmen de olsa.

İpek Alkan: Yurtdışında birçok moda markası kısa zamanda devleşebiliyor. Sence Türkiye sizin gibi genç modacıları yeterince destekliyor mu? Ne gibi imkanların eksikliğini hissediyorsun?

Merve Alkan: Aslında bilindik moda evleri tasarımcıları kendi bünyelerine katıp ilerleme  sağlıyorlar ya da hitap edilen kesim çok genişse  büyüme o oranda artıyor. Alternatif kalmak ve kendine özgü olabilmenin de bazı bedelleri oluyor. Türkiye’deki durum daha farklı; destek görmek için bilindik bir firmayla çalışmanız lazım ama ne zaman kendi isminizi kullanabilecek seviyeye gelirsiniz orası muallak…

Maddi manevi destek bulmak ciddi derecede zor en başta yeterli maddi güç ile işe girişiminiz olabilir. Tabii insanların el emeğine ve hayal gücüne  karşı  saygısı,ilgisi artmadıkça yeterli teşvikler şu anda ülkemizde mümkün değil.

İpek Alkan: Bu bağlamda, başarılı olsun ya da olmasın bir yandan da ipini koparan butik açıyor. Nasıl farklılaştığına inanıyorsun?

Merve Alkan: Girişimci  çok evet diğerlerinden ayrılmak başta kendi içinde bunu farketmekten geçiyor. Tasarım stüdyosu olmak doğru adımlarla misafirlerimizin  istekleri  doğrultusunda eskizler  hazırlamak anlık olmayarak konsept olarak onların yanlarında olup ihtiyaç  duydukları zamanda destek vermekten geçiyor maddi çıkarlar gütmeden verdiğimiz emeğimizi de hiçe  saydırmadan samimi  ve dürüst  yaklaşımlarla  doğru  noktalara gelmek mümkün, iyi iş de kötü iş de elbet size döner gelir bunu gözardı  etmemek lazım!

image-3

İpek Alkan: Biraz da tüyo alalım. 2015 modasında bizleri ne bekliyor?

Merve Alkan: 2015 yılı farklı tarzlar akımlar olacak. Her yıl olduğu gibi maskulen kesimler feminen detaylar zaman zaman retro nostajik etkileşimler net keskin çizgiler yok, tarzları karıştırabilir kendi stilinize uygun homojen bir görüntü elde edebilirsiniz.

İpek Alkan: Senin gibi yeteneklere bu işe başlarken ne yapmalarını ve yapmamalarını önerirsin?

Merve Alkan: Her insanın sahip olduğu bir yeteneği kabiliyeti vardır mutlaka bu da sevdikleri kriterlerle birleşiyorsa kesinlikle bunlara yönelsinler kısa vadede kazanılacak maddi manevi hazlar uzun vadedeki hayatlarının yanında koca bir sıfır kalır çünkü insan mutlu olduğu işte başarılı olur ve karşılığını alır! Vazgeçmemek en temeli.

Yapacakları işte iyi araştırma karşılaştırma ve değerlendirme yapmalarını öneririm çünkü herkesin hayatında farklı öncelikler var aynı oranda imkanlara sahip olunamayabiliyor maalesef. Tıkandıkları anda alanlarıyla ilgili kişilere yerlere başvurmalarını öneririm. Gözü kulağı kapamadan ama eleştirilerden çok etkilenmeyerek başlangıç yapmalılar. En doğru ses insanın içindeki sestir :)