Bu haftaki konuğum Bursa’dan; Merve Alkan. Kendisi Uludağ Üniversitesi Maliye Bölümü’nden mezun olduktan sonra, yeteneği ve kalbinin doğrultusunda bir yol almaya karar verdi. Merve hem gelecek vaad eden, genç bir modacı hem de ticari zekasıyla hızla dikkat çeken bir girişimci. Tüm bunlara ek olarak da benim kız kardeşim olsa bu kadar severim dediğim nam-ı diğer görümcem.:)
Hem moda trendlerini okuyalım hem de biraz kendisini tanıyalım ne dersiniz?
İpek Alkan: Kendinden biraz bahseder misin?
Merve Alkan: 87 model terzi dedenin 3. kuşağıyım diyebilirim. Emeğin ve zaanatin son kalan neferlerinden olmak en temel amacım :)
İpek Alkan: Maliye okuyup, moda işine atılmak çok enteresan, ikisinin arasında dağlar kadar fark var. Kendindeki moda tutkusunu ilk ne zaman fark ettin?
Merve Alkan: İlk başta insanların tepkisi bu yönde oluyor fakat temelimde tasarım yapmakla birlikte kendi işyerimi açmak ve ideallerimi gerçekleştirmek olduğundan iktisadi idari bilimler fakültesinde bir bölümde eğitim almak hedefimdi. O doğrultuda maliye bölümünü bitirdim. Tasarıma olan ilgim farklı sinyallerle ortaya çıktı. Daha bilinçlenmeden etrafımdaki malzemelerden farklı materyallerden tasarımlar yapmaya çalışırdım oyundan anlayışım dahi buydu.
İpek Alkan: Bu yolculuğunda sana ilham veren idollerin var mı? Kimler onlar?
Merve Alkan: İdol demek çok doğru olmaz. Benim için başından beri hikayelerini takip ettiğim izlemekten zevk aldığım kişiler var ama esinlenmemek ve etkilenmemek adına çok fazla ağırlık vermemeye çalışıyorum. Genelde kendi çizimlerini kumaşlara yansıtan ya da tamamen el işlemeciliğiyle tasarımlarını tamamlayan kişiler bunların başında geliyor; Mary Katranzou, Ellie Saab gibi isimler…
İpek Alkan: Şu an Türkiye’deki moda sektörünün umut vaadettiğini düşünüyor musun?
Merve Alkan: Türkiye’deki moda anlayışı maalesef dünyadakinden oldukça farklı. Emek çok, takdir pek yok. Ama tüm gücüyle çalışan tasarımcılar ve onlara yardımcı olmaya calışan firmalar var. Bu bakımdan ümit vaat edici diyebiliriz, kısmen de olsa.
İpek Alkan: Yurtdışında birçok moda markası kısa zamanda devleşebiliyor. Sence Türkiye sizin gibi genç modacıları yeterince destekliyor mu? Ne gibi imkanların eksikliğini hissediyorsun?
Merve Alkan: Aslında bilindik moda evleri tasarımcıları kendi bünyelerine katıp ilerleme sağlıyorlar ya da hitap edilen kesim çok genişse büyüme o oranda artıyor. Alternatif kalmak ve kendine özgü olabilmenin de bazı bedelleri oluyor. Türkiye’deki durum daha farklı; destek görmek için bilindik bir firmayla çalışmanız lazım ama ne zaman kendi isminizi kullanabilecek seviyeye gelirsiniz orası muallak…
Maddi manevi destek bulmak ciddi derecede zor en başta yeterli maddi güç ile işe girişiminiz olabilir. Tabii insanların el emeğine ve hayal gücüne karşı saygısı,ilgisi artmadıkça yeterli teşvikler şu anda ülkemizde mümkün değil.
İpek Alkan: Bu bağlamda, başarılı olsun ya da olmasın bir yandan da ipini koparan butik açıyor. Nasıl farklılaştığına inanıyorsun?
Merve Alkan: Girişimci çok evet diğerlerinden ayrılmak başta kendi içinde bunu farketmekten geçiyor. Tasarım stüdyosu olmak doğru adımlarla misafirlerimizin istekleri doğrultusunda eskizler hazırlamak anlık olmayarak konsept olarak onların yanlarında olup ihtiyaç duydukları zamanda destek vermekten geçiyor maddi çıkarlar gütmeden verdiğimiz emeğimizi de hiçe saydırmadan samimi ve dürüst yaklaşımlarla doğru noktalara gelmek mümkün, iyi iş de kötü iş de elbet size döner gelir bunu gözardı etmemek lazım!
İpek Alkan: Biraz da tüyo alalım. 2015 modasında bizleri ne bekliyor?
Merve Alkan: 2015 yılı farklı tarzlar akımlar olacak. Her yıl olduğu gibi maskulen kesimler feminen detaylar zaman zaman retro nostajik etkileşimler net keskin çizgiler yok, tarzları karıştırabilir kendi stilinize uygun homojen bir görüntü elde edebilirsiniz.
İpek Alkan: Senin gibi yeteneklere bu işe başlarken ne yapmalarını ve yapmamalarını önerirsin?
Merve Alkan: Her insanın sahip olduğu bir yeteneği kabiliyeti vardır mutlaka bu da sevdikleri kriterlerle birleşiyorsa kesinlikle bunlara yönelsinler kısa vadede kazanılacak maddi manevi hazlar uzun vadedeki hayatlarının yanında koca bir sıfır kalır çünkü insan mutlu olduğu işte başarılı olur ve karşılığını alır! Vazgeçmemek en temeli.
Yapacakları işte iyi araştırma karşılaştırma ve değerlendirme yapmalarını öneririm çünkü herkesin hayatında farklı öncelikler var aynı oranda imkanlara sahip olunamayabiliyor maalesef. Tıkandıkları anda alanlarıyla ilgili kişilere yerlere başvurmalarını öneririm. Gözü kulağı kapamadan ama eleştirilerden çok etkilenmeyerek başlangıç yapmalılar. En doğru ses insanın içindeki sestir :)