Bi’log Arası: Gökhan Mercanoğlu

Bu hafta, sektörde adını yüksek olasılıkla duyduğunuz, işinin duayenlerinden, dost insan Danışman ve Girişimci Gökhan Mercanoğlu’nu okuyacağız, dinleyeceğiz. Kendisi gerek global gerekse de lokal birçok firma ile çalışmış, hizmet vermiş ve birçok sektörün nabzını tutabilen bir girişimci. Her zaman yeninin peşinden koşan, araştırmacı ve hep beyin GM1fırtınasına hazır Gökhan’ın hızına yetişmek pek mümkün değil ama, ben biraz hızını yavaşlatarak cevapları almaya çalıştım. :) İyi okumalar!

İpek Alkan: Kendini biraz anlatır mısın?

Gökhan Mercanoğlu: Kısaca Danışmanım:)  Danışmanlıkta 15. Seneye giriyorum bu süreçte finanstan, enerjiye, tekstile, inşaata, teknolojiye, üretime hemen hemen bilinen tüm sektörlerde sektörde 40’dan fazla firmanın 60’dan fazla projesinde danışman, proje yöneticisi olarak görev aldım. Bu alanda, 30’dan fazla yayınlanan makalem oldu, 5 teze kaynaklık yaptıktan sonra dayanamayıp CRM konusunda bir de tez yazdım. Bildiğin gibi çok rahat durmayan bir insanım sürekli bir şeyleri araştırır yeni fikirler ortaya koyar eğer kaynaklar mümkünse hayata geçirmeyi denemeyi severim.

İpek Alkan: Özel sektörde hatırı sayılır bir firmada üst düzey yönetici iken, kendi işini kurmaya karar veriyorsun. Kararı vermek zor oldu mu? Şu an, bu karardan memnun musun?

Gökhan Mercanoğlu: Böyle sorunca zor bir karar olarak görünüyor. Fakat ben hayatın her dönemine proje olarak bakıyorumTüm girişimlerimde 2000, 2004, 2010, 2011 hepsi bir “Yeni bir proje ” dolayısıyla bu tip kararı vermek çokta güç olmadı.

Ben çevremdeki girişimci adaylarına; rahatınıza düşkün değil, riskleri seviyor, kaynaklarınız uygun ve yapacağınız işe tutku duyuyorsanız ve sonuçlarını ön görebiliyorsanız hemen girişimci olmalısınız diyorum. Bu nedenle kesinlikle verdiğim karardan memnunum.

İpek Alkan: Çoğu danışman, çok daha teorik yaklaşımlarda bulunur. Bence, senin en büyük farklılıklarından birisi de işin teknik tarafını da biliyor hatta yapabiliyor olman. Bu özelliğin size ne gibi avantajlar sağlıyor?

Gökhan Mercanoğlu: Aslında ben bunu dansa benzetiyorum. Teori tarafı kadar teknik tarafta güçlüyse iyi bir sonucu görüyoruz. Yani iki partnerinde iyi olması gerekiyor. Bunun farkındalığıyla kar amacı gütmeyen ERPakademi’yi kurarken akademik dünyanın ürettiği teori ve tezleri teknikle buluşturarak uygulamalara dönüştürmemizi sağladı.  Bu süreç teknik tarafımın da gelişmesini sağladı.

Şimdilerde bir proje düşünülürken hemen teknik alt yapısını, yeni teknoloji kaynaklarını, risklerini, çözülmesi gereken olası teknik problemleri teori aşamasında düşünerek çözümler/alternatifler üretmemizi sağlıyor, daha çevik kararlar almamızı sağlıyor. Ben her proje paydaşının biraz da olsa teknik tarafını geliştirmesi gerektiğine inanıyorum.

Embed from Getty Images

İpek Alkan: Firmalardaki en büyük ihtiyacı en çok nerede görüyorsun?

Gökhan Mercanoğlu: Firmalarda en büyük ihtiyacı; analitik çözümler ve analiz araçlarında görüyorum. Özelikle işletme hedeflerine ulaşma, geri dönüşümleri izleme hem de yeni fırsatları görme konusunda; büyük veri analizi, analitik çözümler önemli yer kaplamaya devam ediyor.

İpek Alkan: Firmanızın sosyal medya ayağı da bulunuyor. Sosyal medyaya baktığında sence tamamen doyuma ulaştı mı? Yapılabilecek yeni bir platform/ uygulama kaldı mı?

Gökhan Mercanoğlu: Kişisel kanaatim, sosyal medyanın kullanımında standart yapılabilecekler bir noktaya geldi fakat doyuma ulaştı demek için daha çok erken. 2015 de lokasyon bazlı pazarlama, mikro hedefleme, sem daha da önemli olacak. Özellikle sosyal medyayı kullanarak, doğrudan pazarlama alanında yapılacak çok proje olduğunu söyleyebiliriz.

Platform konusunda ise; bugüne kadar hep kurumdan tüketiciye yönelik uygulamaları gördük. Yakın gelecek ise, tüketiciden kuruma doğru, dış görünün yoğun olduğu platformlar ile karşılaşıyor olacağız.

İpek Alkan: Sektörde özellikle mobil geliştiricilerde bir açıklık var. Herkes uygulama geliştirdiğini söylüyor ama kalite çok düşük olabiliyor. İyi yapanlar ise şu an sektörü sömürüyor. Sence, Türkiye’nin bu konuda geri kalmasının sebebi nedir? Mobil dünyanın bu kadar büyüyebileceğini öngöremedik mi?

Gökhan Mercanoğlu: Haklısın, mobil konusunda uluslararası alanda çok iyi bir konumda olabilirdik. Sanırım bu dönüşümde daha kısa vadede yüksek kazanç beklentileri sektörü olumsuz etkiledi. Projelerin katma değerine bakmadan sırf mobil proje yapmak için projeler gerçekleştirildi. Şöyle düşündüğümüzde bile iyi iş çıkaran uygulamaların/firmaların sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor.

“Sömürme” konusuna gelince, bu çok doğru bir tespit. Mobil yaygınlaşma sürecinde iyi yazılım evleri bir karar verme durumda kaldılar, ya web/masaüstünde kalacaklar ya da mobili destekleyeceklerdi. Konservatif davranan birçok iyi yazılım evi var olan pozisyonlarını korumak için web/masaüstünde kaldılar. Şimdilerde bizde “mobilci” olduk deseler de bu seferde referans projelerinin az olmasından dolayı bilinen mobil üretici firmalara işler kaymaya devam ediyor. Bu da mini bir projenin bile yüksek bütçeler ile karşılaşmasına neden oluyor.

Mobil dünyanın bu kadar büyüyebileceğini öngöremedik mi?  Evet, sanırım bu ülkede hep böyle oluyor; çok değil daha 10 sene öncesine kadar “neden web siteniz olmalı” diye web üreticileri, firmaları ikna etmeye çalışıyorduk. Web gerekli mi, ticari sistemler gerekli mi, bilgisayar gerekli mi, matbaaya kadar gider :) bu konuda danışmanlara, sektör öncülerine, kanaat önderlerine düşen yeni bir akım/konsept/platform oluştuğunda çok boyutlu analizlerle, derinlemesine öngörüler ile uzun vadeli çıkarımları sektöre paydaşlara sunmaktan geçiyor. Ya da otorite kabul edilen uluslararası araştırma kuruluşlarının ön görü ve analizlerini daha yakından takip etmek gerekiyor.

İpek Alkan: 2015 senesine girerken, firmalara daha karlı bir yıl geçirmeleri için ne öğüt verirsin?

Gökhan Mercanoğlu: Bir öneri olarak hiç değişmeyecek bir gerçek var; müşteriyi “doğru” anlamak. Segmente ederken, ürünleri geliştirirken, ekipleri hazırlarken, projeleri geliştirirken, sunarken ve fiyatlandırırken müşteriyi doğru anlamak gerekiyor!  Müşteri her şeyi biliyor, daha iyi kıyaslıyor ve kendini en iyi anlayan firmayı tercih ediyor! Firmalar müşteriyi ne kadar iyi anlarlarsa, o derece az maliyetle; doğru müşteriye ulaşabilirler. Bu nedenle analitik araçlar, firmalar için yeni rekabet silahı olarak görünüyor.

İkinci olarak da Google’ın ConsumerBarometer  Türkiye’nin online kitlesi ve tüketici kitlesi konusunda çok önemli istatistikleri ortaya koydu bence firmalar bu analizden de faydalanarak yeni çözümler, yaklaşımlar uygulayabilirler.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s