Bu aralar televizyonda ve çoğu dijital platformlarda konu “Türkiye’de girişimci olmak” “Girişimci nasıl olunur?” veya “Türkiye’den girişimci çıkar mı?” gibi meseleler.
Çoğunda ortak karar bizden bir halt olmayacağı yönünde. Hem eğitim sisteminin elverişsiz oluşu, hem de çevre faktörünün girişimci ruhlu insanları kabuklarına geri sokmasından dolayı Türkiye’den girişimci çıkması zor görünüyor.
Yapılan yorumlar bence de doğru. Fakat, Amerika’da okumuş ve bir süre de çalışmış birisi olarak bazı noktaların da söylenmediğini düşünüyorum. Ve bizdeki asıl sorunu Amerika ile karşılaştırarak sizlerle paylaşmak isterim.
1) Amerika tamamen komunizmin hüküm sürdüğü ve özgürlüklerin en kısıtlı olduğu ülke. Çok güzel reklamlarını yapıp bambaşka bir rüya gösteriyorlar ama doğrusu robotlaştıran bir sistem. Yine de bu sistem bizde olmayan birşeyi vatandaşına sunuyor: güven. Ne kadar robotlaşırsanız robotlaşın, çalışırsanız ve kurallara uygun hareket ederseniz en azından bir ev ve araba vaad ediliyor. Bununla da kalmayıp bu vaadi sistem gerçekleştiriyor. Böylelikle denemekten korkmuyorsunuz. Bizde ise çok zeki ve akıllıca bir fikirle deli gibi çalışsanız da sonunuz sokakta dilenen birisi olarak bitebilir. Hem şans hem de tanıdıklarınızın olması gerek.
2) Amerika’da eğitime saygı var. Google, Apple gibi markaların yaratıcılarının okullarını terk ederek doğduğunu söyleyeceksiniz biliyorum ama konu o değil. Amerika’da üniversite mezununa verilmesi beklenen ve gereken belirli bir maaş aralığı var. Bu aralık işverenin istediği gibi manipule edebileceği birşey değil. Böylelikle, Amerika’da okuyan birisi birşeylere girişse ve sonra başarısız olsa da döndüğünde açlıkla mücadele etmek zorunda değil. Türkiye’de ise zaten asgari maaşla çalışmaya başlandığı için gençler acil olarak kariyerlerine başlamak zorunda kalıyorlar çünkü çoluk çocuğa karıştığında anlamlı maaşlar almak istiyorlar. Kaybedecek zaman yok.
3) Amerika’da eğitim kitaplardan oluşmuyor. Üniversiteyi okumaya başladığım ilk hafta dekan tüm mühendislik öğrencilerini bir salona toplamış ve bir konuşma yapmıştı. Hiç unutmuyorum. Şöyle demişti: “Sadece ders yapmayın. Burayı iş gibi görün ve 08:00-18:30 çalışın sonrasında sosyalleşin.” Evet, çünkü iş dünyasına çıktığınızda sizin elinizden tutacaklar formüller değil insanlar olacak. Türkiye’de ise kusturana kadar ezbere dayalı bir eğitim sisteminden bahsediyoruz.
4) Amerika’da siyaset nerede olacağınızı belirlemez, siz siyaseti belirlersiniz. Türkiye’de akıllıca bir fikir “doğru tarafta değilseniz” heba olabilir veya elinizden alınabilir. Amerika’da ise herkes düşüncesini paylaşmakta özgürdür.
Şu maddelere bakınca aslında sorunun özgürlük olduğunu söyleyebilirim. Gerçek anlamda özgürlük olmadığı sürecede bizden cidden bir halt olmaz.