Hep söylüyorum, Apple bir aşk. Cihazlara dokunmak istiyorsun! Bir parçan sanki korumak, kollamak ve nazik olmak istiyorsun. Anlıyorsun ki, tasarım budur aslında. Yalın fakat bir o kadar da duyulara hitap eden. Aşk işte yani.
Biz, pazarlamacılar, bayılıyoruz tabii, o markaya “love mark” diyeceği, başkasına “dull” diyeceğiz. Farklı terimleri, iki süs bir İngilizce derken daha güzel ifade eder oluyoruz. Bu love marklara da veriyoruz en sahici örneği Apple diye. Başka örnekler de var Coca-Cola gibi ama Cola’ya aşk değil de tatma duyusu hakim oluyor. Apple’a ise tüm duyular!
Herhalde bu düşünceler başkalarına da tam ters anlamda bir ilham vermiş olacak ki Alman Michael Tompert’in Apple cihazlarıyla yapmış olduğu “sanat” ile karşılaştım. Cihazlara olan bağımlılığımız ve gerçeklikten uzaklaşışımızla ilgili olarak Apple ürünlerinin zarar görmüş halleriyle bir proje oluşturmuş; 12LVE. Sanatsal sanatsal paramparça etmiş hepsini, arkadaşı Paul Fairchild ise fotoğraflarını çekmiş.
İşin diğer bir garip tarafı, Tompert’in eski bir Apple çalışanı da olması.
Fotoğrafların bir kısmını görmeniz için linki paylaşıyorum: 12LVE
Ama Allah aşkına. Bu sanat mı?
Teknolojinin hayatımızı ne kadar kötü bir şekilde etkilediğini anlatmak için teknolojinin yegane sembollerinden birisini parçalamak mı gerekir? Fotoğraflara baktığımda, kablolardan oluşan love mark bir ürün görüyorum. Bir sanat mı? Emin olamıyorum.