Reklamcı değilim. Amma velakin bu aralar televizyonda gördüğüm iki reklam yüzümde gülümsemeye yol açıyor. Öyle ki, reklam izlemekten nefret eden ve bir nevi iş sebebiyle izleyen ben, bu iki reklamı bayıla bayıla, yüzümde tebessümle izliyorum.
Hangi reklamlar?
Bir diğeri ise; sahibinden.com’dan #muhtemelenyoktur
Sonra fark ettim ki bu iki başarılı reklamda çok fazla ortak nokta bulunuyor.
Öncelikle, her ikisi de bir e-commerce sitesine ait. Gün geçtikçe e-commerce sitelerine ait reklamları televizyonlarda pek görür olduk. Birkaç yıl öncesine kadar hepsi sadece online mecralarda kendilerini duyurmaya çalışıyorken şimdi her alanı kullanıyorlar. Neden? Şöyle bir akıl yürütelim, beraberce! Sina Afra tarafından hazırlanan TÜSİAD’ın E-ticaret Raporu’nda belirtilene göre bir ülke eticarette 4 fazdan geçiyor. (Raporun yayımlanma tarihi Haziran 2014, bu sebeple yakın zamanda bahsettiğimizi söyleyebiliriz.)
Görüldüğü üzere, Türkiye şu an 4. faza geçme evresinde. Bu geçişte, ülkemizde eksikliği bulunan 2 önemli konudan bahsediliyor; “algı sorunu” ve “altyapı eksikliği”. Altyapı eksikliği, yeni gelen nesil, ülkeye ve projelere olan yatırımlar ve Telco firmalarının itiş gücüyle yavaş yavaş toparlanıyor.
Fakat algı yönetiminin daha gidecek çok yolu var. Zira, raporda da bahsedildiği gibi özellikle kredi kartı kullanımının çok yüksek olduğu ülkemizde, e-ticaret için gerekli “malzemeler” olmasına karşın algıda e-ticarete güven az.
Peki, bunu değiştirmek için neye saldırırsınız? Türkiye gibi televizyonun bu kadar çok izlendiği bir alanda ilk başvuracağınız mecra da tabii ki orası olacaktır! Hele ki genç kafasıyla yapılırsa, değmeyin keyfine.
Bahsettiğim iki reklamın diğer bir ortak özelliği ise; “online” alışkanlıkları “offline” ile bağdaştırmış olması. Ne demek istiyorum? Sahibinden.com’un reklamında birkaç saniye bir tablet görüyoruz, n11.com’da ise hiçbir cihazı görmüyoruz! Bir e-ticaret sitesi reklamında dijitalden neden bu kadar uzağız? Çünkü, dijital dünyaya alışkın olmayan kullanıcıya “tanıdık duygularla” ulaşmaktan daha akıllıcı ne olabilir?!
Üçüncü ve en güzel özellik ise, gülümsetmesi! Oh be arkadaş! Çoğu reklam, vicdanımıza, kalbimizin cız etmesine o kadar çok oynamış ki, hem dizilerde hem reklamlarda gözlerin dolmasından fenalıklar geçiriyordum. Sütaş reklamında bile yavru ineğin hikayesine içimiz gidiyordu! Bir markanın verebileceği en güzel mesaj mutlu ka-fa-dır!
İyi iş. :)
n11.com reklamında da tablet görünüyor :)
Bir de konu dışı ama, twitterınızda neden ex-new yorker yazıyor. Çok ucuz bir pazarlama hamlesi, hafiften görmemişleğe yaklaşan bir algı oluşturuyor bende. Feedback olsun dedim. İyi günler
Açıkçası 6 seneyi aşkın süredir oralarda yaşamış olmamla beraber, şehre ve yaşamına olan sevgim hala devam ediyor. Bir nevi özlem de diyelim. Yanlış bir algı oluşmasın. Yorumlar için teşekkürler :)