Tatilde sosyal medya

Şu an karşımda Ege Denizi, yanımda Türk kahvesi ve önümde iPad bu yazıyı yazıyorum. Blog’umu güncellememde bir gecikme oluşunun sebebi de bu, yani tatil. Açıkçası blog’tan uzakta kalmış gibi görünsem de sosyal medyadan o kadar da uzak değildim. Facebook arkadaşlarım veya Instagram takipçilerim bilir, Bodrum’da olduğum süre boyunca çekmiş olduğum fotoğrafları paylaşıyor ve “sosyal medya”dan o kadar da uzakta kalmıyordum -tabii eskisi kadar değil. Ama sonra kendi kendime merak ettim, tatildeyken bile birşeyleri paylaşma ihtiyacını neden hissediyoruz?

Mashable’da yakın zamanda okuduğum bir yazıda, Amerikalıların %50’sinin sosyal medyadan uzakta bir tatil yaptığı veya tatil yapmayı planladığından bahsediliyordu. Özellikle birçok insanın takip etmekle yükümlü olduğu ve kontrol ettiği birçok network ve eposta hesapları bulunuyor. Bu da insanların online hayatlarını -yer ve zaman belirtmeksizin- yaşamak zorunda olduklarını gösteriyor -dayatılıyor da diyebiliriz. Aslında, işin ilginç tarafı, makaleye göre çoğu kişinin online dünyada kaçırabilecekleri bir etkinlik veya bir olay olmasından korktuğu ve strese girdiği belirtiliyor.

Soruma geri dönersek, niye bu paylaşma heyecanı ve isteği?

Birçok kişiye göre değişebilir ama belli başlı sebeplerin şöyle olduğunu da düşünüyorum.

1) Sosyal medya ünlü olma hissini aşılıyor. Nasıl ki ünlüler magazin olmadan sönük oldukları düşüncesine kapılıyor ve gündemden düşüyorlarsa, bizler de sosyal medyada birşeyler yazmayarak veya post etmeyerek, gündemden düştüğümüzü beğenilmediğimizi hissediyor ve korkuyoruz. Bir şekilde bizi online dünyada yaratan hayranlarımızı kendi magazinimizle doyurmak istiyoruz.

2) Sosyal medya ile birlikte kitlelerle paylaşmak zorunda hissediyoruz. Tek başına yaşadıklarınız anlamını tamamen yitiriyor. Birilerinin “like”ı yaşadıklarınızı onaylıyor hissini uyandırıyor.

3) Elimizdeki cihazlar bu dünya için yaratıldı. Tüm smartphone’lar ve tabletler birşeyleri kontrol etmemizi ve paylaşmamızı o kadar kolay hale getirdi ki, yapmamız gereken sadece ilgili aplikasyona basmak. Tek bir hareketle tüm dünyaya ulaşıyoruz!

Tüm bunların sağlıklı psikolojiler olup olmadığını düşünmek için biraz geç kaldık. Zira tatilde olsak ya da olmasak da bulunduğumuz restoranlardaki yemeklerin fotoğraflarını paylaşmamız veya hastanelere check-in yapmamız bir şekilde hayatımızın paylaşmak üzerine kurulduğunu gösteriyor.

Sosyal medyaya 1 hafta boyunca birşey yazmazsak ne olur? Hayranlarınız sizi unutur. Kendi kendinize şöyle bir deney de yapıp bunu görebilirsiniz. Hesaplarınızdaki doğum tarihinizi silin ve kaç kişinin bu tarihi hatırlayıp sizi kutladığına bir bakın. İşte onlar sizin gerçek, offline dostlarınız. :)

20130713-213201.jpg