Annelere yepyeni destekçi: Tuvalete Merhaba

Annelik denince ne çok yapılacak iş var arkadaş. Biz pazarlamacılar, hep işin duygu boyutuna bakıyoruz da, bebeğin beslenmesinden, öğretimine, tuvaletinden, uykusuna kadar annenin yapmadığı iş yok!

Bir de üstüne, evde alışverişi yapan, markalara karar veren de anneler. Böylelikle, tüm markaların hedefi, ilgisi de onlara.

Bir marka da çıkıp, karşılığında birşey beklemeden, duygu sömürüsü yapmadan, sadece destekçi olarak bir iş yapmıyor ki diyordum kendi kendime.

Bunu bozmaya geldik! :)

Okumaya devam et

Yeni trend: Yik Yak

Herkes Ello’dan bahsededursun, dünyayı kasıp kavurmaya hazırlanan yeni bir uygulama var: Yik Yak.

Bilenler bilmeyenlere anlatsın; Yik Yak, lokasyon bilginizi kullanarak etrafınızdakilerin neler hakkında yazdıklarını isimlerini gizleyerek gösteriyor. Daha bugün konuşuyorduk. Sosyal medya ilk kez ortaya çıktığında, kimliğinizi ortaya koyarak dijital dünyada da konuşmanızı, fikir beyan etmenizi teşvik etti. Şimdilerde ise bu alışkanlık yerini anonymous yorumlara bırakıyor.

Birçok sebebi var.

Değişimin başlıca nedeni; markalar! Önceleri halkın sesini duyurması, networking yapması ve birbiriyle olan iletişimini kuvvetlendirmesi amacına hizmet eden sosyal medya, şimdilerde en güçlü reklam mecrası haline geldi. Öyle ki, kullanıcıların kendi rızalarıyla veriyor oldukları datalar incelenerek, kişisel reklamlarla tam bir rahatsızlık merkezine dönüştü.
Geçtiğimiz gün Tolga Arıcan ile de yaptığımız söyleşide de konusu geçtiği gibi artık yeni odak noktası big data! Analiz edilmekten, incelenmekten rahatsız olanlarda bir kaçış noktası aramaya başladı ki buna da çözüm olarak birçok platform oluşmaya başladı.

Yik Yak ile bir toplantıda kimliğinizi gizleyerek yöneticiniz hakkında yorumlar yapabilir, ders esnasında sınıftaki arkadaşlarınızla muhabbet edebilirsiniz. Hatta, 1-2 gün önce Amerika’da Yik Yak’i kullanarak okulda bomba ihbarı yapılması da buna örnek olarak gösterilebilir. Amma velakin Yik Yak, ortaokul ve liselerin olduğu bölgeleri bloke etmeye çalıştığını da söylüyor.

Tüm bunların üzerine bir de Yak’leyerek puan da kazanıyorsunuz. Böylece ödüllendirildiğinizden de söz ediliyor.

Tutar mı?

Ne kadar hızlı penetre olur bilemiyorum. Zira bu akımın öncülerinden olması ve kullanıcıların alışkanlıklarını değiştirmek için çok emek harcaması gerektiği de bir gerçek. Fakat, mobil dünyanın bize getirdiği lokasyon bilgisinin takibini çok akıllı bir yolla kullandığı bir gerçek.

Türkiye App Store’da da yüklenebilen uygulamayı Türk aklı neler için kullanır acaba? :)

Yeni iOS uygulamamız!

Video

Hepinizi, yeni geliştirdiğimiz ve gururla paylaştığımız WeBubble, iOS uygulamamızı indirmenize ve kullanmanıza davet ediyorum!

Arttırılmış gerçeklik teknolojisini kullanarak, etrafta baloncuklar gösteren uygulamamız, indirim ve fırsatları yakalayabileceğiniz gibi kendinize ait baloncukları yaratmanızı da sağlıyor.

İlk olarak Kanyon Alışveriş Merkezi’nde başlattığımız uygulamamız ileride her yerde karşınıza çıkabilir umudundayız!

Websitemiz: http://www.WeBubbleApp.com

PS. Videoda beni bile görebilirsiniz. :)

Sosyal medya bize neyi öğretti?

Dünya üzerinde hayatımızda büyük değişiklik yaratan belirli buluşlar var. Örnek vermek gerekirse; elektrik, telefon, cep telefonu, televizyon, bilgisayar vb. Hepsinin ortak özelliği bir çeşit “hardware” ürün olmaları ve yaşamlarımızın vazgeçilmez öğeleri haline gelmeleri. Aldığımız nefes kadar bizle beraberler ve onlarsız bir dünya bizleri korkuya sürüklüyor. Yokluklarından doğan fobilerimiz bile var.

Diğer bir özellikleri ise, her biri hayatımıza girdiğinde bize yeni şeyleri öğrettiler.

İnsanoğlu, hayatına elektriği kabul ettiğinde evinde mum olmadan da yaşayabileceğini öğrendi; herhangi bir aksiyon almadan yaşam standardının stabil kalması. Telefon geldiğinde uzakta olmanın ne demek olduğunu unuttu; dünyayı küçültebilmesi. Televizyon evlere girdiğinde, evde diğer bulunanlarla iletişim kurmadan da oyalanabileceğini öğrendi; kendi kendine yetebilmesi.

21. Yüzyılın en önemli buluşlarından birisi de sosyal medya. Diğer buluşlardan en büyük farkı artık buluşların “soft” olabileceğini anlamamızla başlıyor. Hem offline hem de online hayatlarını kuran insanlar, offline’da yapamadıklarını online’da yaparak kendilerini tatmin etmeye de başladılar. Fakat bana göre sosyal medyanın bizlere öğrettiği en büyük şey “önemli olduğumuzu” öğretmesiydi. Artık sadece televizyonlarda gördüğümüz, radyolarda dinlediğimiz kişiler önemli olmaktan çıktı. Biz, salt vatandaş, önemliydik ve yapabileceklerimiz sınırsızdı. Bunu öğrenerek neler yaptık?

Eşitlendik. Güç dengeleri değişti. Monologlar diyaloglara, diyaloglar ise grup konuşmalarına dönüştü. Önce nickname’lerle oluşturduğumuz sanal hayatımız, gerçek isimlerimizi kullanmaya teşvik etti çünkü gerçek hayatımızda bulamadığımız adaletli ortamı gerçek kendimize yaşatmaya karar verdik.

Böylece egomuzu büyüttük. Aldığımız like’lar, gördüğümüz favoritelemeler kadar egomuzu büyüttük.

Sonra bu eşitlemenin de dengesini bozmaya başladık ve sanal dünyadan yarattığımız ünlüleri gerçek dünyaya yönlendirmeye başladık. Bu hoşumuza gitti çünkü hala “birşeyler ifade edebilme” ihtimalimiz vardı.

Kısacası, sosyal medya ile birlikte, yapımcılara, editörlere, yayınevlerine, televizyon kanallarına ihtiyacımız kalmadı. İşlevine inanmadığımız sektörleri yok ettik ve yenilerini oluşturduk.

Kontrolü elimize aldık. En başta bahsettiğim buluşlar önemini yitirdi ve artık sadece araç konumuna geçti. Zaten hiçbir zaman birşey vaad edememişlerdi -en azından sosyal medya kadar.

Şimdi, bunları okurken bize çok enteresan gelmese de kaçımız oturduğumuz kanepelerde ünlenebileceğini, sesini duyurabileceğini düşünebilirdi ki?

Sosyal medyasız yapılacak 10 şey

Sosyal medyanın her boş anımızı ele geçirdiğini kabul ederek bu alışkanlığımızdan kurtulabilmek için yapabileceğimiz ilk 10 şeyi sıralıyorum.

1) Fotoğraf makinesi satın almak. Akıllı cihazların en belirgin özelliklerinden bir tanesi fotoğraf çekme kalitesi, bu sebeple profesyonel olarak geçinenler dışında hepimiz akıllı cihazlarımızla fotoğraflar çekip sosyal medyada paylaşıyoruz. Çektiğimiz fotoğrafların daha kalıcı ve değerli olması için güzel bir dijital fotoğraf makinesi alıp çektiğimiz fotoğrafları hafızada tutmak yerine tab ettirip duvarlarımızı süsleyelim.

2) Kitap okumak. İnternetten özetleri okumak veya kısa makalelere göz atmak yerine dünya klasiklerinden başlayarak kitap okuyalım.

3) Yemek yapmak. Hem kadın hem erkek çeşit çeşit pasta, börekleri yapıp arkadaşlarına bunlardan ikram edebilmenin hazzını yaşayabilir. Günün sonunda yemek yaparken çoğu şeyi unutma ve malzemeye odaklanma zorunluluğu bulunuyor. Yepyeni yiyecekler pişirelim.

4) Dini kitapları okumak. Herkesin din hakkında fikirleri var. Özellikle de bu fikirler, okumayanları rahatça yönetebiliyor. Hangi dinden olursak olalım, tüm dini kitapları okuyalım, öğrenelim.

5) Adrenalin yüklü hobiler edinmek. Denizin 30 metre altına dalmaktan tutalım da kite surfing’e kadar yapılabilecek çok şey var. Zevk alabileceğimiz ve dikkatimizi cihazlarımızdan uzak tutacak hobiler edinelim.

6) Sinemaya gitmek. Kabul ediyorum çoğu film artık çok başarısız ve hikaye çeşitliliği azaldı. Fakat, sinemada bulunduğunuz zamanda tamamiyle başka bir dünyada var oluyorsunuz. En azından iki haftada bir sinemaya gidelim.

7) Kursa katılmak. Yeni bir dil öğrenmek veya hep uzmanı olmak istediğimiz bir konu hakkında bilgi sahibi olmak beynimizin bilinmeyen yönlerini de açığa çıkartacaktır. Öğrenelim, öğretelim.

8) Konserlere gitmek. Türkiye hem dünya starlarının uğrak mekanı hem de yeni gözdelerinden birisi. Konser sitelerini takip ederek müzik zevkimize uygun olanları takip edelim, biletimizi alalım.

9) Derneklere üye olmak. Etrafınızda oluşan çevreyi sadece kişisel çıkarlarınız için değil, daha büyük bir sebep için de kullanmayı öğrenmelisiniz. Bizlerden daha önemli bir amaç için uğraşalım, didinelim.

10) Dinlenmek. En son ne zaman epostalarımıza, platformlara bakmadan durduk? Beynimizin sakinleşmeye ihtiyacı var. Kendimize yardım edelim.

20130811-223423.jpg