Çağımızın yeni ürünü: Telesağlık (telemedicine)

Telesağlık, İngilizce adıyla telemedicine veya telehealth, hastanın doktorun yanında olmadan sağlık hizmeti alabilmesine deniyor. Wikipedia’dan okuduğuma göre, 3 ana başlığa ayrılıyor;

Store and forward -> Semptomlarla ilgili bilgilerin hasta tarafından girildiği veya bir cihazda toplanıp doktorla paylaşıldığı yöntem.

Remote monitoring -> Uzaktan semptomların doktorla o anda paylaşılması ve doktorun monitor edebilmesi yöntemi. Örneğin; kalp hastalığınız bulunuyorsa durmadab doktora vizite ücretleri vermek yerine daha ucuza kontrol edilebilirsiniz.

Interactive medicine -> Uzaktan semptom paylaşımının çeşitli kanallarla doktora ulaştırılmasının yanında doktorun yüzyüze aksiyon alabilmesini de kapsayan yöntem.

Telemedicine, Amerika’da günden güne popülerleşen bir yandan da tartışılan bir konu. Zira, American Telemedicine Association adında bir kuruluş bile bulunuyor. Dahası, konuyla ilgili hem yasal hem de diğer konularda da telemedicine’ı güncel tutmaya çalışıyor.

Yakın zamanda, CMS (Centers for Medicaid & Medicare), Sağlık Bakanlığına bağlı kuruluş, bu hizmeti veren kuruluşların geri ödeme hizmetinden faydalanabileceği kararını verdi. Böylece, önümüzdeki dönemde kullanımın %0,8 oranında artması öngörülüyor.

En büyük faydası kırsal kesimde yaşayan veya kazancı yeterli olmayan insanların sağlık hizmetlerine daha kolay ulaşabilmesi.

Hizmete karşı çıkan birçok insanın en büyük argümanı, aşırı veri ve teknoloji kullanımını yarattığı yönünde. Bu açıdan baktığımızda, Turkcell, Vodafone, Avea gibi operatörlerin de bu konuya yoğunlaşması gerekliliğinin kaçınılmaz olduğunu söyleyebiliriz. Amma velakin şu an için bir yatırım duyumu almadık.

Peki, buna kim uyanmış diye düşündüğümde aklıma ilk olarak Apple geldi. iOS8 işletim sisteminin en büyük yeniliklerinden bir tanesi de “sağlık” uygulaması. Apple, size bir Sağlık ID’si kurdurmak ve tüm bilgilerinizi buraya girdirerek ve gerçek zamanlı verilerinizi de toplayarak, ileride büyüyecek telemedicine sektörüne yatırımını yapmış. Böylece hem cihazlara hem de data kullanımına bağımlılığınızı artırmaya çalışmış da diyebiliriz.

Yeni fırsatlara yoğunlaşan birçok firmaya burada iş düşüyor. Örneğin, bir hastanenin böyle bir hizmet vermeye başlaması, özellikle Türkiye’de rekabet avantajını artıracaktır. Öte yandan, operatörlerin de bu durumdaki kazancı artacaktır. Aklıma gelen diğer bir sektör ise sosyal medya. Sağlık kuruluşlarına durumlarıyla ilgili uyarı/bilgi vermek isteyecek birçok hasta/potansiyel hasta olacaktır.

Siz ne dersiniz?

Fotoğraf: http://www.isi-info.com/blog/entry/call-video-recording/will-call-video-recording-elevate-the-potential-of-telemedicine

Yeni iOS uygulamamız!

Video

Hepinizi, yeni geliştirdiğimiz ve gururla paylaştığımız WeBubble, iOS uygulamamızı indirmenize ve kullanmanıza davet ediyorum!

Arttırılmış gerçeklik teknolojisini kullanarak, etrafta baloncuklar gösteren uygulamamız, indirim ve fırsatları yakalayabileceğiniz gibi kendinize ait baloncukları yaratmanızı da sağlıyor.

İlk olarak Kanyon Alışveriş Merkezi’nde başlattığımız uygulamamız ileride her yerde karşınıza çıkabilir umudundayız!

Websitemiz: http://www.WeBubbleApp.com

PS. Videoda beni bile görebilirsiniz. :)

Socialbakers Türkiye’nin yıldızlarını açıkladı!

Socialbakers, Nisan 2013 için Türkiye’nin en başarılı Facebook markalarının listesini açıkladı.

Raporda farklı kategorilere göre sıralamalar var. Linkini aşağıda paylaşıyorum fakat birkaç tane detayı belirtmeden geçemeyeceğim.

Açıkladıkları kategorilerden birisi olan “Yerel takipçi sayılarına” bakıldığında ilk 3’te Turkcell, Avea ve Volkswagen Türkiye’yi görüyoruz.

Açıkçası Turkcell’i birinci marka olarak görmek şaşırtmadı. Hatta bunca para harcamaya, ATL ve BTL olarak, böyle bir adedi yakalayamasalardı yöneticilerinin sokağa çıkmamalarını önerirdim.

Avea’ya ise başta şaşırdım. Ama sonra düşündüm. Avea’nın gençleri hedef alması ve Facebook’un gençlere uygun platform olması ile arkasında TürkTelekom olması gibi konular aklıma geldi, onu da anladım varsayıyorum.

Volkswagen Türkiye ise VW’nin globaldeki atağından yararlandığını ve hatta yeni arabası Beetle ile sempati kazandığını düşünüyorum.

Sonra şöyle Top10’e dikkatlice bakayım dedim.

Turkcell
Avea
Volkswagen TR
Nokia TR
Markafoni
Trendyol
Garanti Bankası
Akbank
Gnctrkcll
Oxxo

Bu listeye baktığımda Turkcell, Avea, Markafoni, Trendyol, Garanti, Akbank ve Gnctrkcll’nin tek bir ortak özelliği olduğunu gördüm. Sosyal medya stratejilerinde çoğu zaman takipçilerine kampanya ve fırsatlardan bahsediyorlar. Yani yoğunluklu olarak takipçileri bir karşılık bekleyerek kendilerini takip ediyor.

Geriye kalan 3 marka ise, Volkswagen, Nokia ve Oxxo’nun, takipçilerin kendi istekleri, merakları ve beğenileriyle takip edilenler olduğu kanaatindeyim. Çünkü marka olarak sadece güzel bir görsel, söz paylaşıyor ve “aşk” yaratmaya çalışıyorlar.

Kısacası, takipçi sayısına göre ilk 3’ü oluşturmasalar da sosyal medyanın asıl amacı olan “sohbet” ve “sempati” ortamı oluşturma konusunda başarılı oldukları görülüyor. Kendilerini ve ajanslarını tebrik ediyorum. :)

Bir diğer ilgi çekici unsur ise, eticarette katlanarak güçlenen Türkiye’nin bunu sosyal medyaya da taşımış olması. Markafoni ve Trendyol, Top10da bulunarak artık Türkiye’de de takip edilen markaların salt online dünyaya ait olabileceğini gösteriyor.

Bu raporda inceledikçe anlatılacak çok şey var! Daha fazla devam etmeden sizi raporla başbaşa bırakıyorum! Yorumlarınızı da bekliyorum. :)

işte size Socialbakers Nisan Raporu!

20130513-235848.jpg

Yeni Turkcell reklamı- bir operatör markası değil.

Türkiye’de başarılı reklam kampanyaları yapan birkaç marka sayın deseler, muhtemelen söylenecek markaların başında Turkcell gelir. Hem hedef kitlesini iyi tanıması hem de “nereden vuracağını” iyi bilmesi kendisinden söz edilmesine sebep oluyor. Pazarlama stratejisine baktığımda aynı şeyi söyleyemeyeceğim fakat neyse ki bugünki konumuz en son reklamı.

Turkcell’in Yeni Reklamı

İlk olarak izlendiğinde Turkcell’in diğer reklamlarını düşündüğünüzde çok basit ve sıradan bir reklam gibi duruyor. Fakat bu reklam Turkcell’in pazara bakışını ve nasıl yönlendirmek istediğini açıkça gösteriyor ve bu sebeple önem arz ediyor.

1- Güncellik Turkcell, bulunduğu pazar nedeniyle, her zaman güncel olması gerektiğinin farkında. Ve tüketicinin hayatında hep güncel olan birşey var ise o da sosyal medya. Evet, diğer tüm operatörlerin de bu konuya eğildiğini söyleyebiliriz fakat Turkcell sosyal medyadaki dinamikleri kullanarak iletişim kurmayı tercih ediyor: takipçiler & arkadaşlar.

2- Kullanıcıyı (müşterisini) yüceltme Reklamdaki karakterin bir ev dolusu networkü olduğunu görüyoruz. Kısacası popüler bir sosyal medya kullanıcısını görüyoruz; bunun diğer adı platformlardaki “opinion leader”. Turkcell’in buradaki alt mesajını “servisimi platformdaki en güçlüler kullanıyor, ben hep en iyilerin tercihiyim” mesajı olarak da alabiliriz. Böylelikle de en güçlü kullanıcılara uygun en iyi hizmeti verdiğinin de altını çizmeyi hedefliyor.

3- Duygusal bağ Kullanıcılar için en önemli unsur arkadaşlarının ve takipçilerinin adedi ve onlarla olan iletişimi. Reklamdaki karakterin hüzünlü bir şekilde networkü ile vedalaşmasına marka olarak empati gösteriyor ve bu iletişimin önemli olduğunu onaylıyor. Yani bu iletişime hayati önemli damgasını koyuyor.

4- Viral imkanı Reklamda iki tane hashtag kullanılıyor. Turkcell reklamı izleyen sosyal medya kullanıcılarının bu hashtagleri kullanarak reklam ve dolayısıyla kampanya hakkında konuşmaya teşvik ediyor. Reklamda hiç bir şekilde bu tarz bir teşvik olmamasına rağmen kullanıcılarla aynı dili konuşarak ve malzeme yaratarak izlenilenin kampanya reklamı olduğunu unutturuyor. Kim bilir belki bu hashtaglerle bir kampanya yapmak da planları arasındadır.

5- Kanal erişimi Reklamda hem laptop hem de mobil cihaz göstererek kullanıcının her yerde Turkcell’e ulaşabileceğinin mesajı veriliyor.

Sonuç olarak, Turkcell bu reklamla birçok mesajı eğlenceli bir dille tüketiciye fark ettirmeden veriyor. Gerçekten bu hesaplarla mı yapıldı bilemem ama fikri tebrik ediyorum.

20130303-231058.jpg