Çikolata Zekileştiriyor!

Türk markalarının kronik rahatsızlığı nedir diye sorsalar en başta “zorlukları yönetememek” derdim. Çoğu zaman kendilerini hint kumaşı sanan Türk markalar ve yöneticileri, kullanıcıları için yarattıkları altından kafesten çıkmaktan hep korkar dururlar. Bu sebeple de sosyal medya Türk iş dünyası için kabus dolu bir serüven olarak başlamıştı. Kimin ne dediği, ne istediği ve nasıl cevap vereceği belli olmayan bu korkutucu dünyada, 1 senedir Facebook, Twitter kullanan adamlardan sosyal medya uzmanları yaratıldı ve tüm kontrol onların eline verildi.

İstisnaların var olacağını aklımın bir köşesinde tutarak, Türkiye’deki sosyal medya kanal yönetimlerinin berbat olduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Zaten 2-3 senedir pazarda aktif olan sosyal medyanın, Türk guruları nasıl oluştu hala anlamıyorum. Neyse, uzun lafın kısası, tüm bu tümsekler hala sosyal medya alanında akıllıca ve özgün bir Türk projesinin, kampanyasının olmamasına sebebiyet verir. Sosyal medyacıların da bir noktada yaptıkları işin ne kadar zeka gerektirdiğini anlamalarını umuyorum. Ve sırf buna bir ilham kaynağı olması için yeni okuduğum ve “işte bu!!!” Diye haykırdığım konuyu sizlerle paylaşıyorum.

Öncelikle söylemem lazım ki, bahsedeceğim bu sosyal medya olayı bir kampanya ya da proje değil. Twitter platformunun üzerinde kendi halindeki bir kullanıcının kendi kendine yazdığı bir tweet’ten yola çıkarak marka sosyal medya yöneticilerinin akıllıca bir aksiyonu ile alakalı.

Aktörlerimiz iki dev çikolata/gofret markası: Kit-kat ve Oreo.

Yakın bir zamanda kendi halindeki kullanıcı Laura Ellen hem Kit-kat’ı hem de Oreo’yu takip etmesini ti’ye alan bir tweet atmış. Binlerce takipçisi olan Kit-kat bunu görür ve takipçisi için Oreo’yu düelloya davet eder. Hem de XOXO oynayarak. Hemen ajansına Kit-kat gofretli bir görsel çalıştırır ve Oreo’yu “mention” ederek yazdığı tweet’e ünlü marka vaadi “Have a break”i de yapıştırır! Bu düello davetini ETİ, Ülker’e yapsaydı ne olurdu sizce?

A) görmezden gelir
B) ETİ’ye dava açar
C) ETİ’ye sildirtir
D) ETİ’yi engeller
E) her an herşey olabilir

Peki sizce Oreo ne yapmış? Hem rakibini onore ederek hem de XOXO oynayıp yenilme riskini ortadan kaldırarak, XOXO’daki Kitkat gofretini “dayanamadık yedik” diyerek bir görsel koymuş! Tek kelimeyle dahice!

İster önceden planlamışlardır deyin ister demeyin, sosyal medyanın eğlenceli ve anında etkileşim olduğunu anlamış iki markayla karşı karşıyayız. Bu durum hem ses getirdi hem de iki markanın sevenlerine karşı nasıl eğlenceli ve tutkulu olduğunu gösterdi. Darısı bizlerin başına!

Aşağıdaki linkte de gerçek tweetleri bulabilirsiniz!

Way to go Oreo and Kitkat!

20130322-231841.jpg

Dünyanın kalp atışları!

Dünyanın birçok fotoğrafı bugüne kadar çekilmiştir. Hepsine de ilgiyle baktığımı, incelediğimi ve Türkiye’yi bulmaya çalıştığımı hatırlıyorum. En güzelleri de elektriklerin kullanımına göre ışıklandırılmış dünya fotoğraflarıdır. Yoğunluklara bakarak insan şaşırır durur. Aslında fotoğraf çoğu zaman aynı şeyi gösterir. Afrika’da bir karanlık, Amerika’da ise ışık silsilesi.

Bugün sizinle paylaşacağım makalede yer alan dünya fotoğrafları ise biraz farklı. Şu zamana kadar bizleri hep çeken enerji kullanımı ile alakalı fotoğrafları bir yana bırakmamız gerektiğinin işareti olarak çok ilgi çekici fotoğraflar! Öncelikle hep söylenen “Data is the new oil” fikrine atıfta bulunarak başlamak istiyorum.

Patrick Meier, Twitter, Facebook, Flickr, Foursquare platformlarının aksiyonlarıyla oluşturulmuş haritaları bizlerle paylaşmış.

Pulse of the Earth

Ve güzel bir sorgulamayla bitirmiş. Bunca data ve bağın sonunda koskoca bir “kapalı” devre içinde, görmemizi/ulaşmamızı istedikleri kadar dataya ulaşıyor olmamız bir problem değil mi? Şöyle ki, Twitter’da görebileceğiniz veya post edebileceğiniz tweet adedi sınırlı. Hatta geçtiğimiz günlerde Superbowl’da 2 saat boyunca tweet gönderemeyen Coca-Cola’nın derdi de buydu. Belirli bir sürede 1.000 adetten fazla tweet gönderdikleri için hesapları kilitlenmişti. Kısacası “big brother”ların dilediği şekilde bu haritalarda yerimizi aldığımız bir gerçek.

Fakat şunu da unutmamak gerekir, sadece bu tip haritalara bakarak ve birkaç Twitter, Facebook kullanım oranlarına bakarak firmalar nerelere yatırım yapabileceklerine bile karar verebileceklerine inanıyorum. Çünkü sosyal medya kullanımı günümüzün yaşam belirtisi, düşüncenin yoğunluğunu temsil ediyor. Bir bölgede ne kadar çok sosyal medya kullanımı yoğun ise, orada alışveriş, tüketim yani harcanacak para vardır.

Sonuç itibariyle, sosyal medya kullanımı ve ilişkileri bize yaşayan dünyayı ve yatırım imkanını sergiliyor. Sizce?

20130218-221949.jpg

Twitter’cılara uyarı!

Arap baharının 1 numaralı yaratıcısı, Superbowl’u yerinden oynatan, gündemi değiştiren yegane sosyal medya platformunun da gözümüze soka soka para göz olduğunu artık bugün itibariyle “official” olarak ilan edebiliriz.

Twitter.

Facebook zaten bunu çok zaman önce kabullenmiş ve buna göre hareket ediyordu fakat Twitter’ın da bu yöne bu denli girmesi tüm haberlere de konu olmasına sebep oldu.

Günün haberi budur: Amex & Twitter

Amex artık Twitter’daki hashtag’ler sayesinde ödeme alabilecekmiş.

Ne yapıyorsunuz?

Twitter hesabınızla Amex kredi kartınızı “eşleştiriyorsunuz” ve Amex tarafından belirlenen bir hashtag’i Twitter’ınıza yazdığınızda Amex’ten onaylamanız için bir eposta alıyorsunuz. Onayladığınız an ürünü satın almış oluyorsunuz ve ürünü size gönderiyorlar.

Böyle bir terim var mı bilemiyorum ama ben buna “social e-commerce” dedim.

Günümüzün en önemli platformu sosyal medya ile yine günümüzün en hızlı yükselen para harcama yöntemi e-commerce’ün birleşimi.

Tabii şunu da belirtmek lazım ki bu, Twitter ile Amex’in ilk iş birliği değil. Amex, önceleri hashtag ile “saving” de yaptırmaya başlamıştı.

Peki bütün bunlar ne demek?

Kullanıcı gözünden;

İşler ciddileşiyor. Bundan birkaç sene öncesine kadar sadece düşüncelerimizi yazmak veya arkadaşlarımızla konuşmak için kullandığımız sosyal medya etki alanını giderek genişletiyor. Herşeyden önce sosyal medyada attığınız adımlar veya aldığınız kararlar daha da çok gerçek yaşamınızı etkilemeye başladı.

Pazarlamacı gözünden;

Hepimiz rahatladık. Herşey bitti ve düşünüldü demişken daha yolun çok başında olduğumuz hissi bende uyandı. Daha ne taklalar attırırız diye düşünmedim de değil.

Kredi kartı mağdurları gibi Twitter mağdurları da olur mu dersiniz? :)

20130212-225516.jpg